Genel | 31 Ekim 2013 | Yorum yok | Paylaş: Facebook - Twitter
İnternette, televizyonlarda, radyolarda sürekli reklâmlarıyla karşılaşıyoruz. “X ünlü bu hapla şu kadar kilo verdi” şeklinde ifadeleriyle dolu bu reklâmları, “önce” ve “sonra” resimleriyle süslüyor ve insanlara umut vaat ediyorlar. Yalnızca bu kadarla da kalmıyor, o X hapı kullanırsak, kilo vermek için ne spor ne de diyet yapmamıza gerek olacağını söylüyorlar.Yattığımız yerde kilo vermek kulağa hoş geliyor değil mi? Kilo sorunum varken ben de sık sık bunun hayalini kurardım. O X ünlünün, kilo vermek için o ilacı kullanıp kullanmadığını bilemiyorum, o ilaçların kilo verdiremeyeceğini de iddia etmiyorum. Belki de bazıları “en azından” kilo verme vaatlerini yerine getiriyordur. Peki ya bize kilo verdirmenin dışında da bazı etkileri varsa? Daha açık konuşmak gerekirse, zararlı iseler? Ne pahasına kilo veriyoruz, bilmek hakkımız değil mi? Bu hapları anlamanın bir aşaması, nasıl çalıştıklarını başka bir aşaması ise nasıl pazarlandıklarını anlamaktır.
Söz konusu hapların ilkel örnekleri, kişinin sindirim sistemini bozmak yoluyla ishale neden olup aşırı su kaybına neden olarak, tartılarda ibrenin aşağı dönmesini sağlıyordu. Zaman içinde bilim bu konuya eğildikçe ve insan bedeni daha iyi anlaşıldıkça, daha bilimsel temelli hazırlanmış ilaçlar da ortaya çıktı. Bunların başında, termojenik etkili ilaçlar geliyor. Vücut ısımızı düzenleyen sistem olan bu mekanizma, vücut ısısını yükseltmek için daha fazla enerjiye ihtiyaç duyar. Bu ilaçlar, vücut ısısının yükselmesini tetikleyici maddeler içerir. Böylece kişi, gerçekten yattığı yerde daha fazla kalori yakar. Ancak vücut ısısının, uzun süre normalden yüksek kalmasının beyne ve bedene etkileri nelerdir? Bu ayrıca araştırılması gereken bir konu. Bu hapların içindeki bazı maddelerin, sindirim sistemi üzerinde, irritant etkisi olduğu ise bilinen bir gerçek.
Bir de işin pazarlama boyutu var. Öncelikle şu “tamamen bitkisel” ifadesine bir değinmek isterim. Bir şeyin tamamen bitkisel olması, insan vücuduna zararlı olmadığının biricik kanıtı ise, insanoğlunun, doğadaki tüm bitkileri yiyebilmesi gerekir. Ancak zararlı, zehirli ve hatta ölümcül etkileri olan bitkiler olduğunu bildiğimize göre, bir şeyin bitkiselliği, zararsızlığının kanıtı olamaz diye düşünüyorum.
İkinci olarak da bu ürünlerle ilgili, Türkiye’deki mevzuata bir göz atmak gerekir diye düşünüyorum. Öncelikle, insanların tüketimi için sunulabilecek bu gıdalara, sağlık bakanlığı mı yoksa tarım ve köy işleri bakanlığı mı onay verecek bu konu ülkemizde muğlâk kalmış. Ancak Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın yaptığı açıklamayı dikkate alırsak, ortada yanlış bir şeyler olduğunu anlamak güç değil. Akdağ, ‘beslenmeyi destekleyici gıda takviyesi” adı altında Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca ruhsatlandırılan bir takım ürünler olduğunu ifade etmiş. Bu konuyla ilgili yeni bir yönetmelik hazırladıklarını da ifadesine eklemiş. Buradan benim anladığım, ortada bir açık olduğu ve bu kişilerin, yasadaki bu açığı istismar ettiği şeklinde.
Son olarak da, bu ürünlerin gıda “takviyesi” olduğunu hatırlatmak isterim. Evet, hiçbir ek çaba göstermeden kilo vermek ve birkaç ay içinde ideal kiloya düşmek kulağa hoş geliyor. Bu tip ürünlerle ilgili mevzuat yasa ve düzenlemelerin daha belirgin olduğu ülkelerde üretilen ürünleri inceleme fırsatım da oldu. Bunların kutuları üzerinde şöyle bir uyarı vardır: Düzenli egzersiz ve dengeli beslenme ile birlikte; doktor veya beslenme danışmanı gözetiminde kullanılmalıdır. Kendini kanıtlamış; ama ülkemizdeki yönetmelikler yüzünden Türkiye’de satışına izin verilmemiş zayıflama hapları da olabilir; yine aynı belirsizlikleri istismar ederek satışa sunulmuş haplar da. Eğer ki bunlardan birini kullanmak niyetindeyseniz, siz de tavsiyeye uyun ve bir beslenme danışmanı ya da doktora danışın.