Genel | 21 Ocak 2014 | Yorum yok | Paylaş: Facebook - Twitter
Diyet sözcüğü akıllara, “sabah kahvaltısında kibrit kutusu kadar peynir…” ifadesini getiriyor değil mi? Diyet sözcüğünün, aklımızda açlıkla özdeşleştiği belli; fakat bu algımızda bir değişemez mi? “Diyet nedir? Ömür boyu düzenli bir şekilde sürdürülebilir mi?” gibi sorularınızın yanıtı bu yazımızda.
Diyet, rejim, perhiz gibi adlarla da andığımız ve aslında kilo sorunu yaşayanları sağlığına kavuşturmada basamak olan bir yöntem olarak diyet, bu kadar korkutucu olmak zorunda mı? Aslında değil. Çoğumuz, yapılan yanlış yönlendirme ve telkinler yüzünden, diyet sözcüğünü ve diyet denen uygulamayı yanlış algılıyoruz. Bu yazımızda diyet nedir, ne değildir? Biraz onu irdelemeye çalışacağız.
Sözcüğe takılmak yerine diyetin bir yöntem veya düzenleme olduğunu düşünebiliriz. Düzenlemeye çalıştığı şey ise bizim beslenme biçimimizdir. Kilomuzda aşırı fazla veya eksik varsa diyetinizi, yani beslenme düzeninizi değiştirerek bedeninizi ideal kilosuna ulaştırabilirsiniz. İdeal ve bedenimize uygun kiloda olmayı, estetik veya sağlıkla ilgili kaygılardan dolayı isteriz. Dolayısıyla diyet yaşam kalitemizi yükseltmeyi amaçlayan bir düzenlemedir. Ancak yıllar yılı, yanlış uygulamalar veya insan bedenine dair eksik ya da yanlış bilgiler nedeniyle, insanların korktuğu bir kavram hâline gelmiş ve aç kalmakla özdeş bir algı yaratmıştır.
Bilim insanlarının, insan bedeni üzerindeki bilgisi arttıkça, yanlış olan uygulamalar düzeltilmeye ve insanların yaşam kalitelerini düşürmeden, yaşam tarzını olabildiğince az etkileyerek onları ideal kilolara ulaştıracak beslenme yöntemleri ortaya konmaya başladı. Bugün biliyoruz ki, bir besini tamamen hayatınızdan silmek, ne sürdürülebilir bir yöntemdir, ne de sağlığa faydalıdır.
Karbonhidratlar, yağlar, proteinler ve hatta abur cuburlar… Bunların hepsi tüketilmelidir. Kimileri insan bedeni için gerekli olduklarından, kimileriyse tamamen keyfi olarak… Burada önemli olan, sıklığı ve miktarları iyi ayarlamak. Belirli besinleri, birinin hayatından tamamen çıkarması için diretmek o besinlerin, o kişi için saplantı hâline gelmesine sebep olarak yeme bozukluklarına kadar ilerleyebilecek durumlara neden olabilir.
Bu yüzden artık beslenme uzmanları, uyguladıkları diyetleri, aşamalı olarak ilerletiyor. Kişinin yemekten keyif almasını da engellemeden, sağlıklı yaşamaya çalışmayı zorlaştırmadan, ömür boyu uygulanabilir beslenme biçimleri sunuyorlar. Kimseden, sabah kahvaltısında kibrit kutusu kadar peynir yiyip, sonra tüm işlerine ve hayatlarına devam etmesini beklemiyorlar.
Her şeyden önemlisi, diyetlerle ilgili yanlış algılarımızın ve önyargılarımızın asıl kaynağı olan, şok diyetleri kimse önermiyor. Çoğu doktor, şok diyetlerin işe yaramadığı, verilen kiloların sonradan geri alınmasını tetiklediği ve sürdürülebilir olmadığı konusunda hemfikir. Birazcık sabır, kararlılık ve doğru uygulamalarla, yaşam kalitenizi düşürmeden ve hayatınızı olabildiğince az etkileyerek, siz de uygun ve sağlıklı kilonuza ulaşabilir ve o kiloda kalabilirsiniz. Şok diyetlerden uzak, sağlıklı bir yaşam dileğiyle.