Genel | 18 Aralık 2013 | Yorum yok | Paylaş: Facebook - Twitter
İstediğiniz kiloya, nasıl düşebilirsiniz? Hangi diyet daha iyi? Çiğ yiyecekler?..Kilo gözcüleri?.. South Beach rejimi?.. Düzenli aralıklarla tam tahıl, sebze ve yağsız protein gibi “gerçek” yiyecekler yemek?.. Eğer diyet kararsızlığı, sizi kahvaltıda kek, öğlen yemeğinde beyaz unla yapılmış pizza yemeye ve sürekli “gelecek hafta” başlayacak bir rejim programına yöneltiyorsa, şunu bilmelisiniz:
iPod’unuzdaki en favori şarkınız kadar sevdiğiniz sürece, hangi diyeti seçtiğinizin önemi yok! Kilo hedefinizi tutturmanız için, çıktığınız yolculuktan hoşnut olmanız ve direnç gösterme yeteneğiniz önemli.
* Öyleyse, diyet seçmeden önce yemek yeme alışkanlıklarınızın ve hayat tarzınızın dökümünü çıkartın. Diyeti uzun süre devam ettirme beceriniz; diyetin hayat tarzınıza uymasına ve sizi depresif hissettirmemesine bağlı.
DEPRESİF OLMAYIN
* Eğer işiniz, haftada bir müşterilerle akşam yemeği yemeyi gerektiriyorsa; çok düşük yağ içeren diyetleri sürdürmek zor olabilir. Ama, hayatınıza somon gibi sağlıklı Omega-3 yağlarını ekleyebilecek bir diyet bulmak zor değildir.
* Fırını nasıl çalıştıracağınızı bilmiyorsanız, hazır yiyecekler tüketebileceğiniz bir diyete yönelin. Ayrıca, hangi yiyecek grubundan uzak kalınca depresif hissettiğinizi de göz önünde bulundurun.
Her ne kadar tavsiye etmesek de, kızarmış patatesler de bir çeşit yiyecek grubudur!
* Yani; sonu gelmeyen kilo verme seçeneklerinin, sizi diyet felcine uğratmasına izin vermeyin. Kendinize düzenli egzersiz ve besin değeri yüksek, dengeli yeme alışkanlıklarının birleşiminden oluşan bir program seçin. Böylece, sağlıklı bel ölçüsüne ulaşma oyununda zafer kazanırsınız!
Sabah-Prof. Dr. Mehmet Öz