Diyet yemekleri tarifi – Yemek tarifleri

Okuyucularımızdan ve kendi sosyal çevremizden de gelen yoğun talep ve sorular üzerine sizlere, kilo vermeye çalışırken motivasyonunuzu nasıl koruyacağınıza dair birkaç ipucu vermek istedik. İşte kendi deneyimlerimizden ve uzmanların önerilerinden derlediğimiz, motivasyon önerileri.

Yola çıkarken “başaracağım” deyin
Bize gelen sorular veya yorumlar arasında da sıkça; nasılsa yapamam, yapamayacağımı biliyorum, bir deneyelim bakalım, denedim yapamadım gibi ifadeler sıkça yer buluyor.

Her şeyden önce, kafanızı karıştırmayın. Aklınızda tek bir ifade olmalı! Yapacağım, başaracağım, yapabilirim, güçlüyüm vs. gibi. Nasıl yapacağınız, bu işin ne kadar süreceği, zor veya kolay olacağı gibi ayrıntılar başka bir konudur. Başaracağınıza inanmadıktan sonra, bu sorunlara, zaten çözüm bulamazsınız. Bunun psikolojideki adı “kendini engelleme”dir. Kendinizi engellemeyin. Sözcüklerin insan beyninde oluşturduğu algılar çok önemlidir. Bilinçaltınıza, başarısız olacağınıza yönelik sinyaller gönderirseniz, o da sizi başarısız kılmaya çalışacaktır.

Kendinizi şartlayın
Sözcüklerin öneminden yola çıkarak kendinizi şartlayabilirsiniz. Egzersiz yapamıyorum, yorgun oluyorum gibi şikâyetleri olanlar; sabah kalkınca kendilerini şartlamayı deneyebilirler. Uyandığınız anda, yataktan çıkmadan önce, “Bu akşam işten dönünce, en az 15 dakika egzersiz yapacağım!”  diyerek güne başlayabilir. Gün içinde de bunu sık sık kendinize hatırlatın. Akşam eve gittiğinizde bilinçaltınız, sizi egzersiz yapmak zorunda bırakacak. Bu ilk günden olmayacak; fakat birkaç günün sonunda bu konuda daha istekli olduğunuzu göreceksiniz.

Olumluya odaklanın
Egzersiz yapmanın yorucu bir şey olduğuna odaklanmayın. Egzersiz elbette ki yorucudur; fakat insan vücudu yorulmayla başa çıkacak, hatta yorulması gerekecek şekilde gelişmiştir. Zaten ömür boyu spor yapmayanların, daha ciddi sağlık sorunları yaşamaları da bu yüzdendir.

Yeri gelmişken size ilginç bir araştırmadan bahsetmek isterim. Yüzlerce gönüllünün katıldığı ve yaklaşık 20 yıl süren bir araştırma yapılır. Araştırmanın amacı, ağır spor yapmanın, eklemlere zarar verip vermediğini anlamaktır ve özellikle belli yaşın üzerindeki gönüllüler seçilir. Bunların bir kısmı, hayatı boyunca düzenli spor yapmış ve yapmaya devam etmektedir. Bir kısmıysa spor yapmamış ve muhtemelen yapmayacaktır. Düzenli spor yapmayan gönüllülerin %30-35 gibi bir miktarı, araştırmanın sonunu görecek kadar yaşayamaz. Spor yapan grupta ise doğal nedenlerle ölüm oranı %10 civarındadır. Ayrıca büyük bir çoğunluğu da hâlâ yürüyebilmekte ve ciddi sağlık sorunları yaşamamaktadır. Spor yapmayanlarda ise, yaşam kalitesini düşüren sorunların görülme oranı oldukça yüksektir.

Bu ve buna benzer birçok araştırma, ortaya koyuyor ki; insan bedeni, hareket etmek üzere tasarlanmış. Kondisyonumuzu zorlamamızı gerektiren durumlar dışında, akciğerlerimizi bile tam kapasite kullanmadığımızı düşününce, sanırım buna ikna olmak daha kolay.

Yazının devamını okumak için buraya tıklayın.